Şinto, -Japonlar, kendi yerel uygulamalarını dışarıdan gelen Budizm’den ayırma gereği duyduktan sonra bu ismi almıştır.- Kami no Michi (Tanrıların Yolu) veya Şintoizm, Japonya’da ortaya çıkan bir dindir. Japonların yerli ve milli dinidir. (2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1947 Japonya Anayasası ile devlet dini olmaktan çıkmıştır.) Dünyanın en eski dinlerinden biri olan Şintoizm, bir doğa dini olarak görülür. Doğu din bilginleri bu dinin uygulayıcılarına Şintoist deseler de uygulayıcılar, bu terimi nadiren kullanırlar ve yine birçok bilim insanı Şinto'yu bir din olarak tanımlasa da bazı uygulayıcılar Şinto'yu bir "yol" olarak görmeyi tercih ederler. Dolayısıyla onu dinden çok gelenek olarak nitelendirirler. Şintoizm başka dinlere tepki göstermez. Şintoist olan kişi aynı zamanda başka dinlerin mensubu da olabilir.
Şinto, doğada ya da doğaya yakın maddelerde yerleşik bulunan ruhlara hürmet üzerine kuruludur. Çok tanrılı bir dindir. Şinto, kami sayısının sonsuz olduğunu “yaoyorozu no kami (sekiz milyon kami) şeklinde anlatır. Şinto inancında ibadet edilen ruhlara (tanrılara) “kami” denir. Kamiler, doğal olaylarla hayvan ve insan hayatına müdahale etme yeteneği olan ilahi ve kutsal varlıklardır. Şintoizm’de her şeyi yaratan ve yöneten bir Tanrı anlayışı yoktur. Buna karşılık kamilerin işbirliği çerçevesinde ortaya çıktığı kabul edilir.
Kamiler bir ağaçta, dağda, ormanda, ateşte, nehirde, denizde ikamet edebilir. Kaminin her şeyde ve her yerde yaşadığına inanılır. Bazı kamiler yerel olup sadece belirli bir yerin ruhu veya koruyucusuyken bazıları büyük doğal oluşumları, nesneleri ve işlemleri temsil ederler. (Güneş Tanrıçası Amaterasu gibi). Her kaminin kendine has bir karakteri olduğuna inanılır ve doğadaki her türlü olay kamilerin içinde bulundukları ruh hâllerine göre yorumlanır. Örneğin kızgın kamiyi yatıştırmak veya kamiyi yüceltmek için festivaller düzenlenir.Şinto anlayışında Japon toprakları ve Japonlar ilahidir. Bu durum Japonya için Şinto’yu eşsiz bir din haline getirmiştir. Bu durum Şinto efsanelerinde şu şekilde anlatılır.
“Ebedi olarak var olan üç kami, bir dizi erkek ve dişi 'kami' yaratır. Günün birinde, yedinci neslin sonuncuları erkek kamilerden İzanagi ve kadın kamilerden İzanami çiftine, Semavi Mücevherli Mızrak verilir ve yeryüzünü sağlam hale getirmeleri istenir. İzanagi ve eşi İzanami Semavi Uçan Köprü’nün üzerinde durarak sıvıyı mızrakla karıştırırlar. Mızrağı denizden çıkarırken ucundan dökülen damlalar pıhtılaşır ve katı Japon adaları oluşur.”
“Daha sonra bu adaya inen iki kami (İzanagi ve İzanami) evlenirler ve Şintoizm'e sayısız kami getirirler. İzanami ayrıca Güneş Tanrıçası'nı (Amatarasu) ve Ay Tanrısını (Tsukiyomi-no-Mikoto) doğurur. Yıllar sonra adalardaki düzensiz yaşamdan rahatsız olan Amaratasu, yönetimi devralması için en büyük oğlu Ninigi'yi yere çağırır. Ninigi bu düzene göre yeryüzüne iner ve böylece ilk insan imparatoru unvanını alır.”
Bu efsaneye göre hem Japonların hem de Japon topraklarının ilahi bir kökü vardır. Şinto mitleri dünyadaki her şeyin oluşumunu ve başlangıcını tasvir ederken, Japon imparatorluğuna da bir miras bırakır. Bu sebeple Japon imparatorluğunun güneş tanrıçası Amatarasu'nun soyundan geldiğine inanılır. Kutsallığa dayalı bir siyasi güç merkezi, bu şekilde hükümdara iyi bir güç ve sağlamlık sağlayacaktır.
Şintoizm'de diğer dinlerde Kuran veya İncil gibi bütünsel bir kaynak kitap yoktur ve merkezi bir otoritesi olmadığından uygulayıcıları arasında pek çok çeşitlilik vardır. Bunun nedeni animistik ve ilkel yapıda olmasıdır ancak bunun sonucunda elastik bir yapı kazanmıştır. Nitekim tarih boyunca diğer dinlerle olan bağdaşıklığı bunun en büyük göstergesidir. Örneğin Budizm Kore’den, Kofun döneminin (MS 300 - 538) sonunda Japonya'ya girmiştir ve hızla yayılmıştır. Böylece dini bağdaştırma kaçınılmaz hale gelerek, Şintoizm ve Budizm işlevsel olarak ayrılmaz duruma gelmiştir. Bu süreç Shinbutsu-Shūgō adı verilen bir süreçtir. Bunun sonucunda ise Kami, Budist kozmolojisinin bir parçası olarak görülmeye başlamıştır. Ve yine Şinto’ya Budizm, Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Çin kehanet uygulamaları gibi anakara Asya'dan Japonya'ya ithal edilen dini geleneklerden unsurlar entegre edilmiştir. Özellikle çok tanrılı yapısı ile diğer Doğu Asya dinlerine benzerlik göstermektedir.
Şintoizm’de İbadet
Japoncada “saishi” olarak ifade edilen ibadet kelimesi, tek bir anlama gelmemekle birlikte daha çok ritüel, sunu ve festival gibi diğer dini uygulamalar için kullanılan genel bir ifadedir. Saishi kapsamında yapılan uygulamalar “saigi” ile ifade edilir. Şintoizm’de doğadan bağımsız bir ibadet anlayışı düşünülemez çünkü doğadaki her şey “ki” denilen hayat enerjisini kami denilen üstün ve yüce ruhlardan almaktadır.
Kamiye ibadet edilen yerlere “jinja” denir. Jinja Türkçeye “Şinto tapınağı” olarak çevrilebilir. Bu terim belirli bir binadan ziyade konum için geçerlidir. Şinto tapınakları tabiatın dini değerini artırmak üzere tasarlanmıştır. Her tapınak, kalabalık bir şehirde de olsa, ağaçlarla çevrilidir.
Tapınak girişlerinde “Torii” denilen bir geçit bulunur. Toriinin maddi dünyayı tanrısal dünyadan ayırdığı düşünülür ve toriilerin altından geçmek genellikle bir arınma biçimi olarak görülür. Uluslararası anlamda Torii, Japonya’nın kabul görmüş en önemli sembollerindendir.
Şinto'da kamiye hürmet edilen yerlerin temiz tutulması ve ihmal edilmemesi önemlidir. Bunun için Edo dönemi boyunca, kirliliği ortadan kaldırmak ve saflığı sağlamak için tapınakların yıkılıp, yakındaki bir yerde yeniden inşa edildiği görülmüştür.
Tapınak ziyaretleri, “sankei” veya “jinja mairi” olarak adlandırılır. Diğer bazı dinlerin aksine, Şinto tapınaklarında uygulayıcıların katılması beklenen haftalık ayinler yoktur ve günlük ayinlerin yapılması için de özel bir vakit belirlenmemiştir. Bazı Şinto uygulayıcıları, dualarını doğrudan kamiye sunmayıp, bir rahibin onları onlar adına sunmasını isterler. Örneğin, insanlar arabalarının kazaya karışmasını önlemek için rahiplerden arınma ayinleri talep ederler. Benzer şekilde, bir bina inşa edilmeden önce, kişilerin veya inşaat şirketlerinin, binanın yapılacağı araziye gelip temel atma töreni (jichinsai) veya yeryüzü kutsallaştırma ayinini gerçekleştirmesi için bir Şinto rahibinden yardım istenmesi yaygındır.
İnsanlar genellikle kamiden kendilerini etkileyebilecek uğursuz olaylardan korunmak için de yardım etmesini isterler. Örneğin Japon kültüründe 33 yaş kadınlar için, 42 yaş erkekler için uğursuz olarak görülür ve bu nedenle insanlar bu yaşta olmakla ilgili herhangi bir talihsizliği telafi etmesini kamiden isteyebilirler. Belirli yönler, belirli zamanlarda belirli insanlar için uğursuz olarak da görülebilir ve bu nedenle insanlar, bu şanssız yönlerden birinde seyahat etmek zorunda kalırlarsa, bu sorunu önlemesi için kaminin yardımını isteyebilirler.
Günlük ayinler bazı uygulayıcılar tarafından, genellikle sabahları işe giderken tapınaklar her gün ziyaret edilir. -Bu genellikle birkaç dakika sürer.- Uygulayıcı “honden” denilen ana salona yaklaşır, bir kutuya bir adak amaçlı para koyar ve ardından kaminin dikkatini çekmek için bir zil çalar. Sonra öne eğilip, el çırpar ve sessizce dua ederken ayakta durur. Düzenli ibadetler ise festival günlerinde yapılır.
Tapınaklarda gerçekleştirilen ibadetler genellikle Şinto rahip ve rahibeleri tarafından yönetilir. Bazı özel günlerde din adamları müzik eşliğinde “kagura” denilen şamanik bir dans yapar.
Tapınaklarda ibadetler dört aşamada gerçekleşir; arınma, takdime sunma, dua, sembolik ziyafet. Düzenli ya da düzensiz tüm ibadetler kutsal mekânlarda bulunan su havuzlarındaki arınma ritüeli ile başlar. El ve ağız yıkanarak hem beden hem ruh arındırıldıktan sonra tapınakta yanan ateşin dumanı başın üzerinden geçirilir. Bu şekilde kişi; arınmış, kutsanmış, kaminin huzuruna çıkmaya hazır duruma gelir. İkinci aşamada kamiye getirilen kurban ve takdime sunulur. Takdimeler pirinç rakısı ile yine pirinçten yapılmış bir yiyecekten oluşabilir. Üçüncü aşamada el çırparak kami çağırılır ve ona olan istekler dile getirilerek dualar okunur. Şinto ibadetinin son aşamasında ise kamilerle paylaşılan yemekler için herkes toplanır ve bir ziyafet gerçekleştirilir.
Şintoizm’de hac ibadeti (Junrei) de vardır. Hac merkezi olarak kabul edilen yer İse’dir. İse’de yılda üç kez hac ibadeti yapılır. Uygulayıcılar İse’ye vardıklarında Amaterasu’nun girmeden önce dua ederek temizlenirler. Temizlikten hemen sonra ise gruplar malinde mabede gelerek yanlarında getirdikleri takdimeleri elden ele dolaştırırlar ve masaların üzerine bırakırlar. Takdimeler başrahip tarafından kutsanarak davul ve boru eşliğinde sunulur. Ardından Amaterasu’nun doğuşunu izleyerek hacı olurlar. Şintoizm’de maddi ve temizlik amacıyla yerel tapınaklarda veya nehir kenarlarında yapılan hac ibadetleri de vardır.
“Matsuri” yani festivaller ibadetlerin temel unsuru olma özelliği taşır. Şinto’da insanlar matsuriler aracılığıyla kamilerle iletişim kurabilirler. Matsuri ayinleri gerçekleştirilirken arıma, sunu ve dua gibi diğer ibadetler de uygulanır. Bu nedenle matsurilerde kişilerin icra ettiği dini uygulamalar, saigi kapsamına girer. Yine matsurilerde geleneksel müzikler eşliğinde kagura adı verilen danslar yapılır. Şintoizm’deki Matsuriler genel olarak yıllık büyük matsuriler ve küçük aylık matsuriler şeklinde sınıflandırılabilir.
Şintoizm’in Sosyal Yaşama Etkisi
Evrende var olan her varlığın bir kamisinin olduğu düşüncesi, birtakım varlıkları kutsallaştırarak onları değerli ve dokunulmaz kıldığı için Şintoizm’e inananların insanlara, hayvanlara, doğayla ilişkilerine saygı çerçevesi içerisinde yaklaşmalarını ve yaşamlarını hiçbir şeye zarar vermeden sürdürmelerini sağlamıştır. Kamilerin, insanları gözetlediği ve bu dünyada veya ölümden sonra insanların davranışlarına göre ceza ya da mükâfat vereceği düşüncesi, Şinto kültürünü benimseyenleri suç işlemekten ve kötü işler yapmaktan alıkoymuştur. Bu açıdan bakıldığında Şintoizm’deki ahlak anlayışının tanrı inancıyla ne kadar bağlantılı olduğu görülür. Dolayısıyla Şintoizm’deki tanrı anlayışının bu dine inananların yaşamlarının her yönünü etkilediği ve onları olumlu davranışlara teşvik ettiği söylenebilir.
Yorumlar
Yorum Gönder